Mucur Halıları

Mucur halılarında bulunan bazı simgelerin çok özel ve kadim anlamlar taşıması onların kıymetini ikiye katlar. Türk toplumun Anadolu’ya yerleşme tarihi Malazgirt savaşıyla birlikte olmayıp, Atatürk’ün de yaptırdığı araştırmalara göre Türklerin binlerce yıl öncesinden Anadolu’da var olduğunu söyleyebiliriz. Henüz yazının icat edilmediği yıllarda halılara işlenen simge ve işaretler bazı önemli bilgileri saklamaktadır. Göçebe kavimlerde kültürel kaynakların aktarımı çanak, çömlek ve heykel gibi malzemelerin aksine kırılmalara karşı korunaklı, uzun ömürlü ve taşınması daha kolay olan halılar vasıtasıyla olmaktaydı. Yerleşik düzene geçildiğinde bu özellik mimari yapılara da yansımıştır. Halıların kullanım değerinin olması bu simgelerin nesiller boyu taşınmasına neden oluştur. Bu şekilde yüzyılların mirası değişen kültürel yapıya karşı da korunmuştur. Türk halkı binlerce yıl boyunca, halıyı adeta yazılı bir belge gibi kullanmıştır. Aynı zamanda uğur sayılan ve kötülüklerden koruyan bu simgeler tapınmak için kalıcı bir mabedin gerekliliğini de ortadan kaldırmıştır. İslamiyet’e geçişle birlikte Mucur halılarının genellikle seccade biçimindeki tasarımının altında da bu gerçek yatar. Halılar bazı önemli olayların da tarihi belgesi olup, törensel amaçlarla da dokunmuştur. Atatürk’ün halı merakının özünde sanatsal değerler yanında bu gerçekler de yatar. Atamızın halı koleksiyonu Türk Ulusu adına Cumhurbaşkanlıkları tarafından korunmuş ve sonrasında bir kitap haline getirilerek yayınlanmıştır.

Mucur Halısı
Mucur Halısı

Kültürümüzün bir parçası olması nedeniyle halıcılığın Türkler için önemi büyüktür. Her halı seccade veya kilimin folklorik özelliklerinin yanı sıra usta bir ressamın tablosu gibi başlı başına bir öyküsü vardır. Bu öykü önce doğadan ve topraktan başlar. Anadolu kültüründe, canlıları doğuran ve doyuran toprak “ana” sıfatıyla anılır. Topraklarımız bahar aylarında şifalı otlarla, çiğdemlerle ve çiçeklerle süslenir. Doğanın da süsü olan tüm bu bitki ve çiçekler desen ve renk olarak halılarımızın motiflerine yansır. Bozkırımızın topraklarını yeryüzü tarihinin belki de en önemli ırmağı olan Kızılırmak neşelendirir. İplikleri renklendiren kök boyalarda ırmağımızın neşesi çiçeklerimizin ve bitkilerimizin coşkusu vardır.

Mucur Halısı

Orhan Özer Koleksiyonu | 300 yıllık Mucur Halıları

Eski hekimlerin deyişiyle "koku, gönül gözünü açar." Gökyüzü doğanın üstüne rahmetini indirdiğinde ortalık buram buram toprak kokar. Toprağın ve canlanan tabiatın kokuyla gelen nefesi önce Anadolu kadınının nazik gönlüne ulaşır, sonra halılarımıza düğüm düğüm dizilir. Sabah ezanının saba makamında inleyen musikisiyle Tanrıya açılan o güzel eller titreşimin tüm ahengini Mucur seccadelerine dokumaya başlar. Yaradılışın ve tüm notaların anahtarı olan “la” sesiyle başlayan la ilahe illalah çağrısına karışan saka ve bülbül nameleri, çiçek ve toprak kokularıyla birlikte renklere ve şekillere dönüşüp kültürümüze karışır ve maddeye yansır.

Mucur Halısı
Mucur Halısı

Orhan Özer Koleksiyonu | 300 yıllık Mucur Halıları

Bir halının deseni ve renkleri onun hangi yöreye ait olduğuna dair önemli bilgiler verir. Halı ve seccadelerimizin bu kutsal önemine rağmen halıcılığımızın tarihi ve bölgesel özelliklerin belirlenmesine ilişkin bilgilerimiz, yeterince kayıt altına alınmadığı için sınırlıdır. Halıcılığın kaynakları genel olarak Orta Asya’daki kültürümüze dayandırılmaktadır. Mucur halı ve seccadeleri 1700’lü yıllardan itibaren varlığını göstermeye başlamıştır. Antika değerindeki bu parçalar dünyaca önemli bir üne sahiptir. Kırşehir ve Mucur halılarının örneklerinden çok azı günümüze kadar ulaşabilmiştir.

Mucur Halısı

Ankara Etnografya Müzesinde saklanan paha biçilmez antika halılarımız göz kamaştırmaktadır.
Mucur halısı. 17. yy Boyut: 117 × 138 cm

Günümüzde el dokuması Mucur halılarının eski örnekleri kültürel bir değer olarak müzelerde veya maddi bir değer olarak da koleksiyonerlerin ellerinde bulunmaktadır. Bu halılar biz Türkmenlerin Orta Asya’dan itibaren taşıdığımız kültürel özelliklerimizi yansıtan değerlerimizdir. Türk İslam Enstitüsü Müzesi, Konya Mevlana Müzesi ve Ankara Etnografya Müzesi gibi müzelerde yer alan halılarımız göreli olarak yakın tarihlerden itibaren saklanmakta olan örneklerdir. Mucur halılarının varlığı 1700’lü yıllardan itibaren tarihlenmekte olup, müzelerdeki eserler ise genellikle 18.ve 19. yy. dönemlerine aittir. Üzerlerinde kayıt alınıp çalışılmadığı sürece bu kültürel değerlerimiz yıllar içerisinde eriyip gitmektedir.

Mucur Halısı

Orhan Özer Koleksiyonu | 300 yıllık Mucur Halıları

Mucur halılarının ilk örnekleri daha çok seccade biçimindedir. Çift düğüm tekniği ile farklı sıklıklarda dokunan bu yün halıların iplikleri yukarıda da bahsedildiği gibi doğamızın içinden gelen kök boyalarla boyanmıştır. Osmanlı döneminde Kırşehir sancağında ve ilçemizde yerel sanayi kaynağı dokumacılıktı. Mucur halkı bu konuda özellikle uzmanlaşmıştı. Evlerde ve atölyelerde dokumacılık yapılmaktaydı. 1960’lı yıllarda her Mucur evinin içerisinde işlev görsün görmesin bir dokuma tezgahı bulunmaktaydı. O yıllara ait veriler 13 köyde halı dokunduğu ve 800 tezgah ile 1200 civarında dokumacının olduğu şeklindedir. Taban halısı ve seccadelerin dışında yastık ve yan halıları da Mucur’da dokunmaktaydı. Kültürümüzün korunmasına özen gösterilmediği için 80’li yıllarda dokumacı sayısı neredeyse sıfıra düşmüştür. İçlerinde halı tezgahları bulunan klasik kerpiç mucur evleri bir bir yıkılmış ve maalesef yerlerini şekilsiz apartmanlara devretmişlerdir. Erken döneme ait halılarımız Yeşil, kırmızı ve kahverenginin tonlarından oluşmaktadır. Bu bilgiye bakarak, spor kulübümüzün renklerinin belki de genlerimizde barınan bir kültürü yansıttığına şaşmamalıyız. Geleneksel halılarımızın dokuması genellikle mihrabın tersi yönünde, tabandan başlar ve “Türk düğümü” ile düğümlenirdi. Mucur halılarında ortalama alt sınır düğüm sıklığı ise 40x50 /dm2’dir.

Mucur Halısı

Orhan Özer Koleksiyonu | 300 yıllık Mucur Halıları

Seccadelerimizde iç içe geçmiş mihraplar bir de secde sırasında baş konulacak bir alan vardır. Bu mihraplar merdiven şeklinde yükselir. Bazı halılarımızın merkezinde yer alan ve sandık olarak adlandırılan dikdörtgenlerin içi geometrik şekilde gösterilen çiçeklerle doldurulmuştur. Kenarlarında ise geometrik şekiller yer alır. Bu şekillerin bazıları Cacabey Gözlem Evinde olduğu gibi kozmik nitelikler taşır. Halılarımız tasarımlarına göre bacalı kırşehir, tekke mucuru, ejderli halı gibi kaynağı bilinmeyen özel isimlere de sahiptir. Buradaki ejder motifinin birliği koruyucu bir simge olduğu düşünülür.

Mucur’da halıların göbeğine “top” denir. Sedir yastıkları top olarak işlenir. Halk arasında bu yastıklar göbekli yastık olarak adlandırılır. Sedir halılarında yan yana üç veya dört adet top bulunur. Serendaz yani, baş halı adıyla bilinen bu halılar 3.5-4 m. boyutlarındadır. Adından da anlaşılacağı üzere sedir üzerine serilmek üzere dokunurlar. Top bulunmayan örnekler daha ziyade seccadelerdir. Seccadeler kutsal bir alan oluşturmalarından dolayı da özgün bir süsleme tarzına sahiptirler. Seccadelerde süsleme unsurlarının başında Selçuklu mimarisi benzeri mihrap gelmektedir. Bu tarz halılarda orta bölüm iç içe girmiş mihraplar şeklinde işlenmiştir. Mihrabın zemininde genellikle aynı ton kullanılır. Bu tonlama halıya sadelik ve farklı bir estetik görüntü verir. Halının köşe ve kenarlarında yer alan motifler modellerine göre pençe, kurt ve arak adlarıyla anılır.

Mucur Halısı

Orhan Özer Koleksiyonu | 300 yıllık Mucur Halıları

Son zamanlarda Mucur halıları sadece yastık ve sedir halısı yapımı şeklinde devam etmiştir. Kırşehir’in diğer yörelerinden farklı olarak Mucur ilçesi ve köylerinde sedir üzerine sermek amacıyla dokunan dar uzun dokumalara “Yanlama” adı verilmektedir. Halk arasında altı adet yastık bir takım olarak adlandırılır. Yastık halıları genellikle 100x60 cm boyundadır. Bunlar desenlerine göre üç farklı örnek gösterirler: 1 Toplu (göbekli); 2) Nebati (bitkisel motifli); 3) Pençeli (el motifli). (Etikan S. ve ark. Hars Akademi, 5, Aydın Uğurlu ve Geleneksel Sanatlar Özel Sayısı, 2022; s 80-96). https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2261594

Mucur Halısı

Orhan Özer Koleksiyonu | 300 yıllık Mucur Halıları

  1. Toplu yastıklarda göbek bölümü gerçeğine benzer çiçeklerle doldurulur. Bulunduğu mekanda insanlar mevsimlerden bağımsız olarak doğa ile bütünleşir. Kök boyalarının harika renkleriyle birlikte kendinizi adeta bir cennet bahçesinde dolaşır gibi hissedersiniz. Desenler ve renkler gerçek kır çiçeklerinin huzur dolu frekanslarını görsel olarak yansıtır. Tüm bu renkler ve ahenk insanın ruhunu yatıştırır ve bir tatlı huzur verir. Toplu yastıklar veya killimler 3 sayısının kutsallığı nedeniyle genellikle üç ayrı top olarak işlenir. Bu Topların ikisi insanın bakışları üçüncüsü ise gönül gözüdür. Gönül gözü derin olan kişiler, Mucur halılarında Anadolu kadınının narin ve sevgi dolu ruhunu okurlar

    Mucur Halısı

    Duvar halısı (Müftü toplu), (Mucur-Yürücek Köyü)

    Mucur Halısı

    Duvar kilimi/Ölümlük-Dirimlik kilim (Göllü kilim) (Mucur-Medetsiz Köyü)

    Mucur Halısı

    Yaygı/Ölümlük -Dirimlik (Seleser Kilimi/Göllü kilim), (Mucur-Bazlamaç Köyü)

  2. Nebati modellerde ise bitkisel bazı motifler bulunur. Bitkisel modeller toplu halılarda da çiçek motifleri ile birlikte kullanılabilir. Bunlar doğanın gücünü ve bereketini simgelerler. Bitkisel motifler halının bulunduğu evin bolluk içerisinde olmasını için adeta bir dua niteliği taşır.

  3. Pençe modelinin hatları keskin ve renkleri serttir. Halının çerçevesine veya göbek kenarına işlenen güçlü pençeler ev sahibini simgesel olarak nazardan ve kötülüklerden korur. Daha sert görsel frekanslar vererek ziyaretçiyi uyarır ve ona hükmeder. Amacına uygun olarak pençenin etrafında hayvan motifleri vardır. Şiddet ve güç o evden içeri giremez. Evinizde böyle bir Mucur halısı varsa kimse sizin huzurunuzu bozamaz.

    Mucur Yastığı

    Mucur yastığı (Pençeli), a: Ön, b: Arka, c: Yan, (Mucur-Altınyazı (Aflak) Köyü)

MOTİFLER

Şekil Kaynaklar: (Etikan S. ve ark. Hars Akademi, 5, Aydın Uğurlu ve Geleneksel Sanatlar Özel Sayısı, 2022; s 80-96). https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2261594

Mucur Motifi

a: Top (ortası ayna motifi) b: Pençe (Pençe (el), Kurbağa ve Deve), c: Topaklı su d: Ayak

Mucur Motifi

a: Yıldız, b: Elma (it izi), c: Portakal yaprağı, d: Yıldız, e: Bıçkır

Mucur Motifi

a: Seleser, b: Parmak c: Parmak, d: Tazı kuyruğu

Mucur Motifi

a: Pıtrak (İt izi, Tilki İzi) b: Beş su (beşin suyu)

Mucur Motifi

a: Top: (Göl), b: Kıvrım (Tek dallı oy, it izi), c: Yıldız, d: Sevdim-dolaş (yin ve yen), e: Elma, f: Bıçkır ve Tavuk tırnağı, g: Yıldız, h: Parmak, ı: Topaç, i: Akıtma (Sıçan dişi)

Mucur Motifi

a: Top (Göl), b: Yarım elma, c: Bıçkır, d: Deve tabanı (Kedi izi), e: Bütün elma

Mucur Motifi

a: Seleser, b: Parmak c: Parmak, d: Tazı kuyruğu

Mucur Motifi

Su yolu

Mucur Motifi

a: Müftü topu, b: Tuğ, c: Mehrap, d: Çatık kaş, e: Dallı elma

Mucur Motifi

a: Çarpaz, b: Beş su (beşin suyu), c: Parmak

Halılarımızın simgesel motiflerle ifade edilen anlamları, yerli veya yabanı birçok sanatçının hayal gücünü zorlayacak kadar derin olmuştur. Mucur halı işçiliği usta ressamların ve sanatçıların ilgisini çekmiş, onlara fikir ve ilham vermiştir. 19. yüzyılda Fransız Ressam Lecomte, Kırşehir’de bulunmuş ve halılarımız hakkında bilgiler derlemiştir (Mıstanoğlu, 2004). Halılarda kullanılan kozmik figürlerin yeryüzünde kurulan ilk gökbilim merkezine sahip bir bölgenin kültürüne aksetmesi tesadüf değildir. Yıldız (karadelik ve gezegen) figürleri, fraktal yapıları ve tasavvufun kalbi olan sevdim dolaş (yin ve yen) figürleri kültürel yaşamımızın bazı sırlarını da üzerinde saklamaktadır. Folklorik kültürümüzün tüm evrene ve belki de daha ötesine hitap edebilecek kadar sınırsız olması, ilçemiz ve yöremiz için bir gurur kaynağıdır.

“Bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende
Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde
Seher yeli eser, yırtar eteğini gülün
Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye
Kimse bilmez, kimse bilmez

Sanatsal açıdan bakıldığında, Vasilias Kandinsky’yi, Jackson Pollock’u veya Paulo Picasso’yu bile özendirebilecek, böylesine altın bir sanatın yok oluşu kültürümüz için çok büyük bir kayıptır. Tamamen yok olup gitmeden gerekli önlemlerin alınması ve kültürümüze sahip çıkılması sadece sanatsal ve kültürel bir görev değil, tam anlamıyla ulusumuza karşı bir borçtur.

ÖZEL BİR KOLEKSİYONDA BULUNAN KIRŞEHİR VE MUCUR HALILARI

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü
Doç. Gonca Karavar
Doç. Bahadır Öztürk

Öz Kültürümüzün birer parçası olan yöresel halı örneklerine müzeler ve özel koleksiyonlardan ulaşmak mümkündür. Bu örnekler üzerinden yayınlar da bulunmaktadır ancak örneklerin az olması yapılan bu çalışmalardan elde edilecek sonuçları da sınırlandırmaktadır. Akademik çalışmaları derinleştirecek yeni yöresel örneklere ulaşmanın bir yolu da eski halı ticareti ile uğraşanların koleksiyonlarında bulunan halılar üzerinde yapılacak çalışmalardır.Ege Bölgesi’nin sayılı halıcılarından, Manisa’nın Turgutlu ilçesindeki Özer Halı Kilimcilik sahibi Orhan Özer, Türk halı sanatının yöresel örneklerinden oluşan geniş bir koleksiyona sahiptir. Kırşehir ve Mucur Halıları da bu koleksiyonun önemli parçaları arasındadır. Bu çalışmada; örneklerinin oldukça az sayıda olduğu, bilgiye ulaşmada zorluk çekilen Kırşehir ve Mucur halılarıyla ilgili yeni örneklerin literatüre kazandırılmasının yanı sıra, araştırmacılara kaynak oluşturmada katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Çalışma literatür taraması ile birlikte yerinde inceleme ve belgeleme yöntemi kullanılarak oluşturulmuştur.
Anahtar kelimeler: Mucur, Kırşehir, el halısı, halı koleksiyonu, halı sanatı.

Mucur Halısı

Orhan Özer Koleksiyonu | 300 yıllık Mucur Halıları

Mucur Halısı

Orhan Özer Koleksiyonu | 300 yıllık Mucur Halıları

Mucur Halısı

Orhan Özer Koleksiyonu | 300 yıllık Mucur Halıları

Image 1
Image 2
Image 3
Image 3
Image 3
Image 3
Image 3
Image 3
Image 3
Image 3