Mucur’dan yola çıkıldığında Ankara Kayseri asfaltından Nevşehir’e doğru sapıldığında yaklaşık 17 km sonra Hacıbektaş ilçesi karşınıza çıkar. İki ilçe arasındaki mesafenin bu denli yakın olması turistik açıdan her iki ilçeye de büyük avantajlar sağlamaktadır Hacıbektaş ilçesine gelen bir kişinin Mucur Yeraltı şehrini ve çevresini (Obruk ve Seyfe Gölleri) görmeden gitmesi nasıl büyük bir eksiklikse Mucur’a gelen bir kişinin de Anadolu kültürünün ve tarihinin en önemli simalarından biri olan Hacı Bektaş Veli’yi ziyaret etmeden dönmesi büyük bir eksikliktir.
Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında yaşamış olan ünlü İslam filozofu Hacı Bektaş Veli’nin Anadolu’da Türk kimliğinin ve dilinin korunmasındaki etkileri oldukça büyüktür. Yöredeki Türkmen liderlerinden olan Hacı Bektaş Veli de Ahi Evren gibi Horasan’dan gelip Anadolu’ya yerleşmiştir. Hacı Bektaş Veli 1209 yılında Nişabur’da doğmuş ve 1271 yılında Karacahöyük’te (Hacıbektaş) ölmüştür. Hacı Bektaş Veli’nin anayurdu olan Nişabur dönemin önemli bir bilim ve kültür merkezi olup tasavvuf zümreleri açısından da önemli bir konuma sahiptir. Tasavvuf felsefesinin temellerini atan, Teẕkiretü’l-evliyâ, Divan, Esrarname, Pendname ve Mantıku Al Tayr gibi kitapların yazarı ünlü hekim ve filozof Feriduddin Attar’ın da yaşadığı ve türbesinin bulunduğu Nişabur, Moğol istilası sırasında birçok kültürel değerini yitirmiş ve buradan Anadolu’ya yoğun bir beyin göçü yaşanmıştır. Şehir, yetiştirdiği bilgin ve filozofları ile haklı bir şöhret yakalamıştır. Horasan Selçukluları döneminde yaşayan ve Moğollar tarafından öldürülen büyük tasavvuf şairi, bilgin, mutasavvıf ve düşünür Feridüddin Attar, bir diğer Anadolu velisi olan Mevlana'nın üzerinde büyük etkiler oluşturmuştur. Hacı Bektaş Veli’nin kendinden hemen bir nesil önce olan ve yaşadığı döneme de denk gelen Feriduddin Attar’dan etkilenmemesi olanaksızdır. Dönemin ünlü bilgin ve filozofu Ömer Hayyam da Nişaburlu’dur.
Aşık Paşa tarihine göre Hacı Bektaş Veli Horasan’dan geldikten sonra önce Sivas’a yerleşmiş, sonra Kayseri’ye buradan da Kırşehir’e ve nihayet Karacahöyük’e yani bugünkü Hacı Bektaş ilçesinin bulunduğu bölgeye yerleşmiştir. “Horasan Erenleri” olarak anılan kişiler arasında anılan Hacı Bektaş Veli, Anadolu'nun İslamlaşma sürecine de önemli katkılarda bulunmuştur. Ahi Evrenin de yakın dostu olan Hacı Bektaş Veli Kırşehir’de kurulan Ahilik teşkilatı ile sıkı ilişkiler halinde bulunmuştur. Sosyal ve manevi anlamda sürdürülen bu iki yapılanmanın Osmanlı Devleti'nin kuruluşuna da önemli katkıları olmuştur. Osmanlı Ordusunda yeniçeriler Bektaşilik kurallarına göre yetiştirilirdi. Yeniçeri ocağının banisi Hacı Bektaş Veli olarak kabul edilmekteydi. Seferlere giderken yanlarında daima Bektaşi dede ve babaları eşlik ederlerdi. Bektaşilik balkanlara yeniçeriler tarafından taşınmıştır. Hacı Bektaş Veli hayatının önemli kısmını eski adıyla Karacahöyük olarak bilinen Hacı Bektaş ilçesinde tamamlamıştır. Türbesi ve külliyesi de burada bulunmaktadır (Hacı Bektaş Veli Müzesi).
Hacı Bektaş Veli Heykeli
Hacıbektaş-ı Veli Külliyesinin yapımına on üçüncü yüzyılda başlanmıştır. Külliye 19. Yüzyıla kadar farklı dönemlerde mimari değişimlere uğradığı için Selçuklu, Karamanlı ve Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşır. Restorasyonu 1964 yılında tamamlanmıştır. Müzenin avlusuna (Nadar Avlusu) taç kapı benzeri anıtsal bir kapıdan girilir. Suları üç ayrı kurnadan aktığı için üçler çeşmesi denilen çeşme avlu içerisinde ilk göze çarpan eserdir. Çeşmenin üzerinde, Selçuklu mimarisinde çok kullanılan altı köşeli yıldız şeklindeki mührü Süleyman motifi bulunmaktadır. Avlunun içerisinde hamam, çamaşırhane, at evi, ekmek evi gibi farklı farklı bölümleri bulunur. Dergah Avlusuna ise üçgen alınlıklı ve sivri kemerli üçler kapısından girilir. Bu bölümde Aslanlı çeşme, aş evi, baba köşkü, mihman evi, meydan evi, kiler, dede baba köşkü, tekke cami ve ortada kocaman bir havuz bulunmaktadır. Hazret Avlusu olarak adlandırılan 3. bölüme ise basık kemerli yeşil kanatlı altılar kapısından girilir. Hazret Avlusunda Pir evi, Balım Sultan Türbesi ve Hazire ve Atatürk köşesi bulunmaktadır. Şehir merkezinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Mucur’da konakladığı dönemde Hacıbektaş ziyaretinde ağırlandığı ev bulunur. İlçede Hacıbektaş taşı kullanılarak turistik değeri olan mermer eşyalar üretilmektedir.
Hacı Bektaş Veli’yi ziyaret edenler, Delikli Taş da olarak adlandırılan Çilehane’yi de görmeye genellikle giderler. Çilehane ilçenin 3 km doğusunda, Mucur-Hacıbektaş yolu üzerinde yer alan Arafat Dağı’nda bulunan bir mağaradır. Bu mağarada Hacı Bektaş Veli’nin çile doldurduğuna inanılır. Çile çekmek ermişlik yolunda önemli bir adımdır. Çilehanede bulunan delikten geçildiğinde insanın içine huzur doğduğuna inanılır.