K Ö M E Şenlikleri

Bahar ayının ilk günlerinde Mucur insanı bağ-bahçe, tarla işlerine başlamak üzere basar ayağını yarı tavlı tarım toprağına. Meyve ağaçlarının budanması, gübrelenmesi, diplerinin açılıp sulanması... Üzüm bağlarında budama, göze açma. Bostan yerlerinin bellenmesi, sırt çekme, karık yapma, gübrelenmesi ve fidelerin tohumların ekim-dikim işleri.. Kavak, söğüt, karaağaç ve diğer meyvesiz ağaçların budanması ve bakımı ile ilaçlanması.. Bunun hepsi de bu günlerde başlar ve devam eder…

Mayıs ayı gelmiş, havalar ısınmış, toprak kabarmış börtü böcek dışarıda, göçmen kuşlar havada, koyun- kuzu, serçe, karga, keleni, fare, kurbağa, tosbağa hepsi de doğada kendilerine ayrılan alanda özgürce yaşamanın tadını çıkarıp keyfini çatmaktalar. İnsanlar durur mu? Bu güzellikler, bu coşkular, bu ahenk ve uyum harmonisine katılıp birlikte yaşamanın hazzını paylaşırlar doğa ile.

6 Mayıs günü HIDIRELLEZ (Hızır- İlyas ) günüdür. Bu günden itibaren başlar KÖME ŞENLİKLERİ MUCUR’da. Bir gün önceden evlerde hazırlıklar başlar Hıdırellez Kutlaması için. Börekler yapılır, tavuk kesilip, pişirilerek hazırlanır, dolma, yaprak sarma, mantı, güveç ve et tavası bu hazırlıkların ana menüsüdür. Kuru yemiş (çerez) meyve, gazoz ve soğuk içecekler ile rakı, şarap, bira gibi alkollü içkiler hazırlayanlar da olur. Piknik alanına serilip oturulacak kilim, palas, yaygı ve minder de unutulmaz bu hazırlıklar arasında. Salıncak kurmak için ip-urgan-İçilecek çay -kahve takımları ile gerekli kap-kacak, temizlik malzemesi maddeleri, radyo, pikap, fotoğraf makinesi, müzik enstrümanlarndan; bağlama, tef, cümbüş, darbukayı da unutmazlar...

Aile sabahın erken saatinde tüm Köme / Hıdırellez hazırlıkların tamamlamış, evin kapısını kilitleyerek bağının, bahçesinin, Mucur Çayırının yoluna çıkmıştır. Aile, komşularla, arkadaş- eş- dostlarını da toplayarak birlikte, ya da ayrı olarak bu günü eğlenerek, coşarak, koşarak, atlayıp zıplayarak, yiyip içerek, çalıp oynayarak geçirirler. Bağ bahçe aralarında yakılan ateşin dumanı ve ocaklarda pişirilen et ve yemeklerin kokusu, kurulan içki sofralarında içilen rakının anason kokusu çevreye yayılır. Ta ki güneş batımına dek sürer Mucur Bağlarındaki, Mucur Çayır alanındaki bu coşkulu gün biter evlere dönmenin zamanı da gelmiş olur. Akşam ailenin tüm bireyleri tatlı ve mutlu bir yorgunluğun bedensel rehaveti içinde yatmaya giderler. Sonraki günler bu günün heyecanlı anlatımıyla hatıralara not edilir.

GELİNKIZI HIDIRELLEZE ÇIKARMA:

Evin oğlu nişanlı ise, kız evinin oluru ile gelinkız hıdırellez eğlencesine götürülür. Oğlan tarafı kendi akrabalarına, arkadaş ve dostlarına davet yollayarak, onları gelinkız hıdırellezine davet ederler. Kız tarafı da kendi ailesi ile çok yakınlarından birkaç kişiyi davet eder. O günü için yenilip içilecekler ve diğer gerekli araç ve gereçlerin hazırlığı oğlan evi tarafından yapılır. Önceden belirlenen bağ-bahçe ya da çayır alanına gidilmek üzere toplanılır ve erkence yola çıkılır. Burada da yukarıda anlatılan durumlar yaşanır. Farklı olarak da gelinkıza o günün anısı olarak oğlan tarafından uygun hediyeler verilir, altın, bilezik, kolye gibi takılar takılır. Bütün gözler gelinkız ve nişanlısının üstünde olacağından, bunlar önceden mavi boncuk ve nazarlık takılmış olması gerek. Değilse, orada bulunan bir fesadın nazarı değebilir mazallah!

Köme günü olarak tespit edilmiş olan PAZAR günü, sabahtan ikindi vaktine kadar kendi bağ-bahçesinde yiyip-içen, eğlenip coşan insanlar Çayır alanına doğru gezintiye çıkarlar. Çayır yolunun iki yanı söğütlük ve kavaklık, kenarından akan özün soğuk ve temiz suyunun verdiği serinlik ve gölgelik olan Çayır yolu yürüyüş, volta atma, laflama, çaktırmadan kızları izleme, kendine ileride eş olacak kızı, kız ise oğlanı bulma, görme, uzaktan tanıma olanağı bulurlar. Bulunmaz bir zaman dilimi verir Kömede Mucur ikindileri insanlara. İleriki yıllarda "Eşimi kömede seçtim" diyen insanları tanıyacaksınız. Ya da " ben o kızı kömede gördüm, beğenmediğim için almadım" diyenler de çıkacaktır karşınıza.

KÖME olayının merkezi BÜYÜK ÇAYIR mevkidir. Devamında küçük çayır, dolazı, Şatıroğlu yolu, Arıcak bağları, Hacımemet Sokağı, Yoncalık, Çatmacı, Alibaağ (Ali Bey) Değirmeni Mevkilere ve OSMAN PINARI yer alır. Bu alanlarda insan kaynar o günlerde. Çocuklar, gençler, yaşlılar, bebekler. Evliler, sözlü ve nişanlılar, yavuklusu olanlar. Eş-dost, akraba, komşu, arkadaş el ele kol kola, gönül gönüledir hep birlikte. Köme alanında mısır satıcıları, kâğıt helvacılar, dondurmacı, çekirdekçi, baloncu, oyuncakçı, meyve satıcıları sabahın ilk saatlerinde tezgâhlarını açmış olurlar. Satmak için avazı çıktığı kadar bağıran bu satıcıların cırlak ve yırtıcı seslerine bir başka sesler karışır ki, bu seslerde koşup oynaşan, kovalayıp kaçan, istediklerini alamayan çocukların ağlama sesleri, heyecan ve coşkularının sesleridir.

OSMAN PINARI ve GUDDÜLÜ (Kurt dölü) pınarları ile Çatmaca kaynak suyu Köme günlerinde içilip, kullanılan suların ana kaynaklarıdır. Araba içine hava atarak, korna ve teyp çalarak kalabalığın ortasında ilerleyen gençlere de rastlanır bazen. Bu davranışları da hoş karşılanmaz. Akşam üstleri, çayır top sahasında yapılan futbol karşılaşmaları da ayrı bir heyecan ve keyif verir Kömecilere.
Baharda, Mayıs ayının ilk haftasında başlayıp her pazar günü yapılan KÖME eğlenceleri ta ki, güz aylarının son günlerine kadar sürer. Çocukluğumun ve ilk gençlik yıllarımın yaşantısında KÖME ve HIDIRELLEZ olaylarının unutulmaz anıları ve doyumsuz görüntülerinin derin izleri beynimin kıvrımları arasına saklanmış olup, zaman zaman oradan bana “Cee” diyerek görünüp, görünüp tekrar saklanırlar.
İyi ki O günleri ve bu olayları yaşamış ve görmüşüm diye sevinirim kendi kendime.
Bu yazıyı okuyan tüm dostlarımızı Mayıs ayı ortalarında başlayan Mucur Köme Şenliklerine davet ediyorum.
Hoş geldiniz.

Derleme ve Anlatım:

Muzaffer Yıldırım
Emekli Müzik Öğretmeni