Mucur Yeraltı Şehri

Yeraltı Şehri

Mucur Yeraltı Şehri Solaklı Mahallesi içerisinde ve ilçenin tam merkezinde yer almaktadır. 1970’li yıllarda yeraltı şehrinin bulunduğu alan üzerinde şimdiki Mucur Lisesi’ne ve onun hemen yanında bulunan ve yanarak tahrip olan Eski Ortaokula kadar uzanan ciddi bir yerleşim vardı. Bu bölgede eski kerpiç Mucur evleri bulunmaktaydı. İlçenin mimarisini ve kültürünü yansıtan bu evler yeraltı şehrinin bulunmasıyla beraber istimlak edildi ve korunması gerekirken maalesef yıkıma uğradılar. Eski Mucur Milletvekili Kazım Çağlayan’ın babası Fehmi Ağa’nın (Çağlayan) evi yeraltı şehrinin giriş kapısının hemen yanında bulunmakta olup halen de orada durmaktadır. Onun tam yanında Hatal’ın bahçesi ve evi, sokağın diğer tarafında ise kulesi ile ünlü Sakallı Hoca olarak bilinen Osman Hoca’nın oturduğu kuleli ev bulunmaktaydı. Yaz ve kış aynı iklimi muhafaza eden bu inler kiler gibi kullanılırdı. İnsanlar buraya yazlık meyvelerini, sebzelerini ve korunması gereken pastırma ve sucuk gibi malzemelerini saklarlardı. Eski Mucur halkının bir kısmı bu inleri halen kullanmaktadır. Bu malzemeler inlerde uzunca bir süre bozulmadan kalırdı. Kara Doktor’un büyük oğlu Ferit (Attar) maceracı bir çocuktu. Ferit bilinen çocuk oyunlarıyla pek uğraşmazdı. Doğaya ve çevreye son derece meraklıydı. Bir grup çocukla beraber harabe olarak kalmış bir kerpiç evin ininde buldukları açıklığı kazarak yeraltı şehrinin içine düştüler. Böylece Mucur Yeraltı şehri ortaya çıkmış odu. Sonrasında dönemin çocukları yeraltı şehrini bir oyun alanı haline getirdiler. Bu şehrin içerisinde ışıksız ve yalnız dolaşmak bir kahramanlık göstergesiydi. Nevşehir ve Ürgüp’e tek tük turist uğrayan o dönemlerde uzunca bir süre kimse neyin bulunduğunun farkına varmadı. Şehrin durumu ve önemi devletin bilgisi olduktan sonra ortaya çıktı ve arkeologlar görmek için geldiler ve içindeki kap, kacak ve kandil gibi bazı malzemeleri sandıklayıp Ankara’ya götürdüler. Eski adıyla Çınar Sokak, yeni adıyla Dr. Cemil Attar Sokağı olan sokak yeraltı şehrinin hemen karşısında yer almaktadır. Bu sokakta ön cepheleri çarşıya bakan bir dizi küçük apartman ve ev bulunmaktadır. Mucur’un eski kapalı sineması, Kara Doktor’un eski muayenehanesi, Ertem’lerin ve Yücesanlar’ın eski evleri ve zamanındaki Yabanlı Oteli bu sıradadır. Tüm bu evlerin girişleri ve arka cepheleri halen yeraltı şehrine bakarlar. Yeraltı şehrinin üzerinde ve halen yeraltı şehri çevresinde bulunan evlerin öz Türkçemizde iç anlamında olan ve in denilen bir mağarası vardı. Mucur Yeraltı Şehri Anadolu’ya uzanan tüm yeraltı şehirlerinin giriş kapısı gibidir. Şehrin Kuzeye doğru, Kırşehir Aşık Paşa Türbesi yakınlarına kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Yumuşak kayalara oyularak yapılan yeraltı şehrinin henüz çok küçük bir bölümü temizlenerek açığa çıkarılmıştır. Şehir sadece çevreye değil yerin derinliklerine kadar da uzanmaktadır. İçerisinde dehlizlerle birbirine bağlanan birçok oda, kiliseler ve daha çok küçükbaş hayvanların barınabileceği genişlikte ahırlar bulunmaktadır. Şehrin kritik bağlantıları değirmen taşı benzeri kapı taşları ile kapatılmaktadır. Kapıların kapatılma mekanizması çok ilginçtir. Bu taşların hemen arkasında iki insanın girebileceği bir küçük girinti vardır. Taş buradan insan gücüyle yuvarlanarak kapatılabilmektedir. Kapı kapandıktan sonra bir yuvaya oturur ve dışarıdan açılması olanaksız hale gelir. Kapıların hemen köşesinde iki mızrak deliği bulunur. Bu deliklerden bir tanesi kapıdaki yabancının kafasına diğeri ise bacağına denk gelecek şekilde açılmışlardır. Buradan sokulan mızrak istenmeyen yabancının başından ve bacağından yaralanmasını sağlar.